Sanallaştırma üzerine. Hyper-V, VMware, Xen Server…

Bir önceki makalemizde bir VirtualBox sanal makinesi oluşturarak üzerinde Pardus kurulumu gerçekleştirmiştik. Peki neden bir fiziksel makine yerine sanal makine üzerine kurulum yapıyoruz?

Öncelikle sanallaştırmanın günümüz bilişim teknolojilerinin önemli bir nimeti olduğunu söylemekte yarar görüyorum. Bundan yıllar önce işlemci, ram ve sabit disk gibi fiziksel kaynakların temini ve işletiminin çok daha maliyetli olduğu dönemleri yaşadık. Sebebi ise bugünkü sanallaştırma teknolojilerinin henüz geliştirilmemiş ya da kullanılabilir bir seviyeye getirilememiş olmasıydı. Bugünse eskiden birkaç fiziksel server ya da bilgisayar üzerinde çalışan servisleri uygun bir donanıma sahip tek bir sunucuda verimli şekilde koşturup zamandan ve kaynaktan ciddi şekilde tasarruf sağlayabiliyoruz. Bu imkanı bize elbette Hyper-V, VmWare, Xen Server, KVM ve hatta VirtualBox gibi sanallaştırma teknolojileri sunuyor. Elbette günden güne çeşitlenen ihtiyaçlar nedeniyle donanım maliyetlerimiz ölçek olarak küçülürken yedekleme, güvenlik gibi yazılım ve lisans maliyetlerimiz artıyor olabilir. Ancak doğru ihtiyaca yönelik konumlandırılan çözümün maliyetinin de katlanılabilir olduğunu düşünüyorum.

Bugün yukarıda isimlerini saydığımız sanallaştırma teknolojileri yaygın şekilde kullanılan ve stabilitesini kanıtlamış sanallaştırma çözümleridir. Ancak VirtualBox gibi yapısal olarak kurulumu ve yönetimi çok daha basit çözümler de iş görebilir. Örneğin fiziksel bilgisayarınıza kurulum yapmak öncelikle veri kaybını aklınıza getirmeli ve bu riski ortadan kaldırmak için kurulum öncesinde verilerinizi yedeklemeniz gerekir. Oysa sanal makine olarak yapacağınız bir kurulum sadece sizin tanımlamış olduğunuz sanal disk üzerine yazılacağı için bilgisayarınızın diğer disk bölümleri bundan etkilenmez. Yani kafanız rahat bir şekilde istediğiniz işletim sistemini VirtualBox’ta kurup ne zaman isterseniz tek bir tıkla bilgisayarınızdan tamamen silebilirsiniz.

Peki bunun yanında VirtualBox sanal makinesine kurulum yapmak yerine fiziksel kurulum yapmak bazen neden daha mantıklı olmayabilir?

Elbette uzun soluklu kişisel ya da profesyonel kullanımlar için. Temel nedeni ise sanal makinelerin üzerinde çalıştıkları donanım kaynaklarını kendi üzerlerinde çalışan işletim sistlemlerine paylaştırıyor olmasıdır. Bunu da örneklendirecek olursak; Benim gibi yıllar sonra Pardus’u merak edip sırf merakınızı gidermek için güncel Pardus masaüstüne, menülerine, işlevlerine erişmek istiyorsunuz. Tek amacınız merakınızı gidermek, hangi ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğinizi ölçümlemek v.s. İşte bu durumda VirtualBox sanallaştırması sizin için mantıklı bir çözümdür. Çünkü belki birkaç saat ya da gün için kurcalayacağınız bir kurulum yapıyor olacaksınız. Ama baktınız ki Pardus’un güncel sürümünü beğendiniz. Yine size o öğrencilik yıllarınızda henüz 1.0 olarak duyurulan sürümünü kurduğunuz andaki hazzı hissediyorsunuz. Hatta size içten içe sesleniyor “Belgelerini bana taşı, bana lamp kur da biraz kod yaz, Libreoffice’i ne zaman açacaksın?” der gibiyse, işte o zaman fiziksel bir kurulum yapmanın zamanı gelmiştir. Çünkü fiziksel kurulum bilgisayarınız açılırken seçtiğiniz işletim sistemi ile çalışır. Bu da bütün sistem kaynaklarını aynı anda sadece tek bir işletim sisteminin kullanması anlamına geleceğinden pek performans şikayetiniz olmaz.

Hyper-V, VMware ve Xen Server ise yaygın olarak iş uygulama-servislerinde kullanılan sanallaştırma çözümleridir. İşlev ve özellikleri birbirlerine yakın olsa da bazı farklılıkları vardır. Microsoft’un son yıllarda üzerine ciddi yatırımlar yaptığı Hyper-V yöneticisi Windows Server üzerinde tanımlanan bir rol olarak gelmektedir. Bu nedenle Windows Server lisansına ödenen bedel ile birlikte temin edilmiş olur. Ancak VMware ve Xen Server gibi çözümler ise bağımsız bir işletim sistemi mantığıyla fiziksel bir kurulum şeklinde yapılandırılan çözümlerdir.

VMware’in sanal makine ortamını sağlayan ESXI isimli çözümü ücretsizdir. Ancak VMware’in ESXI’ye tamamlayıcı olarak özellikle büyük ölçekli kurum ve firmaların yaygın şekilde tercih ettiği vSphere ve vCenter gibi çok başarılı ancak bir o kadar da pahalı çözümleri vardır. Türk Telekom, Superonline gibi Türkiye’nin önde gelen veri merkezlerine sahip dev bilişim-iletişim firmaları, bankalar, v.b. firmalar genellikle VMware sanallaştırma altyapısını kullanır.

Citrix tarafından geliştirilen Xen Server ise tamamen ücretsiz ve diğerleri kadar başarılı bir sanallaştırma çözümüdür. Kaynak tüketimi noktasında ise alternatiflerinden bir iki adım öndedir. Türkiye’de henüz hakettiği kullanım oranlarına sahip olamamış olsa da yurtdışında çok tercih edilen bir sanallaştırma çözümüdür. Xen Server için kurumsal olarak ücretli destek gibi bir opsiyon da söz konusudur. Bu desteği direkt olarak Citrix’ten alabileceğiniz gibi bakım anlaşması ya da eğitim desteği şeklinde bir çözüm ortağı üzerinden de edinebilirsiniz.

Yukarıda değinme fırsatı bulamadığım halde yine amaca yönelik olarak kullanılabilecek farklı sanallaştırma çözümleri de vardır. KVM ve OpenVZ bilinen diğer sanallaştırma teknolojileridir. Ancak kurulum ve işletimleri bir nebze daha karmaşık olsa da oldukça stabil sistemlerdir.

Bunlar dışında Proxmox gibi ileride isminin sık duyulacağını düşündüğüm farklı çözümlerde mevcut. Proxmox Debian üzerine inşa edilmiş OpenVZ ve KVM/Qemu desteğine sahip bir çözümdür. Proxmox açık kaynaklı bir çözüm olsa da kararlı paketlere erişim ve kurumsal desteği ücretlidir. Fiziksel işlemci başına ücretlendirilen Proxmox rakiplerine göre oldukça uygun bir maliyete sahiptir. Aynı zamanda web arayüzünden kolayca yönetilebilen ve ücretsiz cluster desteği gibi cazip avantajlara sahip bir çözümdür.

Sırayla bahsedilen bu ürünlerden hangisini tercih edeceğiniz ise ihtiyacınızın kapsamı ile ilgilidir. Örneğin sanallaştırma özelliğine sahip AMD işlemcili bir sunucu ya da bilgisayarınız varsa VMware ya da Hyper-V muhtemelen sizin için uygun bir seçim olmayacaktır. Oysa XenServer ya da Proxmox için işlemcinizin sanallaştırma desteği olması yeterlidir. Aynı zamanda raid desteği ve ethernet kartı desteği de bu çözümler arasında farklılıklar göstermektedir. Bu nedenle ihtiyaçlarımızı mevcut donanım kaynaklarını da göz ardı etmeden çözmek gerektiğini unutmamalıyız.

Bu arada neden ilginizi çeken bir sanallaştırma çözümünü kurmayı ve biraz kurcalamayı denemiyorsunuz? Eminim çok seveceksiniz.

Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir